Görüşlerimiz

Makaleler

Paydaşlarımızı ve müvekkillerimizi Türkiye'deki yasal gelişmeler hakkında güncellemek için bilgi ve uzmanlığımızı paylaşıyoruz.

Filtreler

İhlal Davalarında Sessiz Kalma Yoluyla Hak Kaybı

Makaleler -

Türk hukukunda, sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesi; 6769 sayılı SMK yürürlüğe girinceye kadar pozitif bir hukuk kuralı olarak düzenlenmemekteydi. Ancak Yargıtay tarafından, somut olayın özellikleri, Türk Medeni Kanunu (“TMK”) madde 2’de düzenlenen genel dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı kapsamında değerlendirilerek uygulanmaya başlanmış ve sonrasında da yerleşik içtihat haline gelmişti. Yargıtay’ın bu dönemde marka hakkını ihlal davalarında verdiği… »

Zayıf Markaların Koruma Kapsamı

Makaleler -

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (“MK’nın 4. maddesi uyarınca bir işaretin marka korumasından yararlanabilmesi için ayırt edici nitelikte olması gerekmektedir. Ayırt edicilik unsuru, markanın koruma kapsamının tespiti yönünden önem taşımaktadır ve bir markanın koruma kapsamı da markayı oluşturan unsur(lar)ın ayırt edicilik seviyesine paralel olarak birbirinden farklılaşmaktadır. Ayırt edici olmayan ve ayırt ediciliği zayıf unsurlardan oluşan markalar “zayıf marka” olarak… »

TÜRKPATENT Kararlarının Yerindeliği İncelemesi

Makaleler -

TÜRKPATENT kararlarının yerindeliğinin değerlendirilmesi, Türk Marka Hukuku kapsamında her zaman tartışmalı bir konu olmuştur. Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin yakın tarihte verdiği ve Yargıtay kararı karşısında önceki kararında direndiği bir karar, bu konuyu aydınlatan dikkate değer bir emsal teşkil etmektedir. Önceki tarihli (aynı zamanda üzerlerinde TÜRKPATENT sicilinde tanınmışlık kaydı da bulunan) markaların sahibi, sonraki tarihte yapılan ve önceki… »

Tecavüz Davalarında Tescile Dayalı Kullanım Savunması

Makaleler -

10 Ocak 2017 tarihinde 6769 sayılı SMK’nın yürürlüğe girmesi ile yürürlükten kalkan Marka KHK’sı dönemindeki yerleşik Yargıtay içtihadına göre, daha eski tarihli bir markaya iltibas ve tecavüz yaratıp yaratmasına bakılmaksızın, bir kullanımının tescilli bir marka hakkına dayanması halinde, bu kullanımın tecavüz yaratmadığı kabul edilmekteydi. Bu içtihadın sonucu olarak, tescilli marka hakkına dayanan bir kullanım marka sahibine mutlak bir koruma, bir bağışıklık sağlamakta… »

Markanın Jenerikleşmesi Sorunu

Makaleler -

Mülga 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (“KHK”) 42/1(d) maddesi, bir markanın, marka sahibinin davranışları nedeniyle tescil ettirildiği mal veya hizmetler için yaygın ad haline gelmesi durumunda, markaya karşı hükümsüzlük davası açılabileceğini düzenlemiştir. Aynı madde, 6769 sayılı SMK’nın 26/1(b) maddesinde, farklı bir ifade kullanılarak ve hükümsüzlük yerine iptal sebeplerine dayanak oluşturacak şekilde yer almıştır. Madde 26/1(b)… »

Kullanmama Savunmasının Ceza Davalarındaki Etkisi

Makaleler -

SMK’nın 7. maddesi uyarınca bu kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilmektedir. Ancak tescil, bir marka hakkı sahibinin o markadan doğan haklarını korumak ve gerektiğinde üçüncü kişilere karşı ileri sürebilmek için gerekli olmakla birlikte, her zaman tek başına yeterli değildir. Nitekim SMK’nın 9. maddesi uyarınca, tescilli olan bir markanın, tescil edildiği mallar ve/veya hizmetler üzerinde Türkiye’de ciddi şekilde kullanılması gerekmektedir. Ancak markanın… »

Aboneliğinizi Yönetin

Güncel hukuki görüşlerimiz ve etkinliklerimiz hakkında özelleştirilmiş bilgilendirme için abone olun.