Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını, hukukun her alanını olduğu gibi marka hukukunu da pek çok yönden etkilemiştir. Daha detaylı incelendiğinde, Covid-19 sürecinin marka hukukuna etkisinin çok farklı yönlerden olduğu rahatlıkla görülebilmektedir.
Nitekim, Covid-19’un etkilerinin hissedilmeye başlandığı Mart, Nisan ve Mayıs aylarında toplam marka başvuru sayıları hızla düşerken, özellikle Covid-19 süreci ile ilgisi bulunan marka başvurularının sayısının artmış…
»
Rekabet Kurumu tarafından, Rekabet Kurulu’nun 21.01.2021 tarihli toplantısında çevrim içi reklamcılık sektörü hakkında bir inceleme başlatmaya karar verdiği duyuruldu.
Duyuruda çevrim içi reklamcılık sektörünün birçok hizmeti ve oyuncuyu içeren karmaşık bir tedarik zincirine sahip olduğu belirtilerek pazarın girift bir yapıda olduğu ve hızla geliştiği vurgulandı. Diğer pek çok ülke için de geçerli olduğu ve incelemelere konu olduğu üzere, Türkiye’de de son yıllarda yayıncılık…
»
Kullanılma niyeti olmadan, geniş mal ve hizmetler üzerinde marka başvurularında bulunulması ülkemizde yaygın bir uygulamadır. Bu markaların sahipleri başvuru anında kötü niyetli olabilecekleri gibi, sonradan marka haklarını kötüye kullanabilmektedir.
Örneğin, geniş kapsamlı marka sahipleri, kendilerinden muvafakatname talep edildiğinde, yaptıkları itirazın geri çekilmesi veya birlikte var olma anlaşması yapılması teklif edildiğinde, üçüncü kişilerden kötü niyetli bir şekilde…
»
Tüm dünyayı sarsan Covid-19 pandemisi ile geçen zorlu bir yılı geride bıraktık. İnsanlığın Covid-19 ile tanıştığı 2020 yılı, iş hayatı için de oldukça zor geçen bir yıl oldu. Ekonomide yaşanan dalgalanmalar ve evlerde geçirilen uzun aylar nedeniyle değişen iş ve yaşam biçimimiz “normal” anlayışımızı tamamıyla değiştirirken, iş hayatındaki tercihler ve kriz anında alınan önlemler de farklılaştı.
Marka başvurularının bu değişikliklerden etkilenmesi kaçınılmaz olsa da, başvuru…
»
Türkiye’deki ilk resmî COVID-19 vakası 11 Mart 2020’de duyuruldu. O tarihten bu yana ülke olarak farklı seviyelerde sokağa çıkma kısıtlamaları, karantinalar, seyahat yasakları ve kamu hizmetlerine erişim sınırlamaları yaşadık. Adlî ve idarî makamların etkinliğinin salgının ilerleme eğrisiyle ters orantılı biçimde etkilendiği aylar geçirdik.
Marka haklarına dayanan aksiyonlar da bilhassa 2020 yılının ikinci ve üçüncü çeyreğinde salgından ciddi biçimde etkilendi. Ancak yılın…
»
Türk yargı tarihine baktığımız zaman Yargıtay esasen farklı isimlerle ve farklı yetkilerle 1868 yılından beri mevcudiyetini koruyan bir müessesedir ve adli yargı sistemimizin yüksek mahkemesi niteliğindedir. Yargıtay’ın bugün bildiğimiz konumunu ve görevini alması ise tam olarak bölge adliye mahkemelerinin kurulması ve böylelikle üçlü yargı sistemine geçişle birlikte olmuştur.
Bölge adliye mahkemeleri kurulmadan önceki dönemde Yargıtay, ikili yargı sistemin gerektirdiği…
»
Yargıtay, yerleşik içtihatlarından ayrılan yakın tarihli bir kararı ile Türk Patent ve Marka Kurumu’nun (“TÜRKPATENT”) tanınmış markaların kaydını sağlamak için sicil oluşturma yetkisinin olmadığı sonucuna varmıştır.
Yargıtay’ın kararına konu davada, davacının TÜRKPATENT nezdinde yaptığı tanınmış marka kaydı başvurusunun Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (“YİDK”) tarafından reddi kararının iptali talep edilmiştir. Davacı, YİDK’nın ret kararına karşı Ankara Fikri ve…
»
Kural olarak, yabancı bir ülkede verilen mahkeme kararı yalnızca verildiği ülke ile sınırlı olarak hüküm ve sonuç doğurur. Yabancı bir mahkeme kararının Türkiye’de hukuki bir sonuç doğurabilmesi ve etki yaratabilmesi için bu kararın Türk mahkemeleri tarafından tanınması veya tenfizine karar verilmesi gerekmektedir. Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin düzenlemeler 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (“MÖHUK”) 50 ila…
»
Arabuluculuk, Türkiye’de 1 Ocak 2019’dan itibaren, parasal talep içeren ticari uyuşmazlıklar için zorunlu hale gelmiştir. 2019 fikir liderliği raporumuzda bu gelişmenin konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri içeren fikri mülkiyet davalarına etkisi hakkındaki görüşlerimizi paylaşmıştık. Yakın zamana dek, bu değişikliğin uygulamadaki etkileri özellikle parasal ve parasal olmayan talepleri birlikte içeren davalar bakımından açık değildi. Yargıtay’ın…
»
Konu ile ilgili webinarı izlemek için tıklayın.
Türkiye’de özel hayatın gizliliği ve kişisel veriler, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun (“Kanun”) 2016 yılında yürürlüğe girmesinden önce de Anayasa ile temel hak olarak korunmaktaydı. Özellikle çalışan verilerinin işlenmesi hususu farklı hukuki ihtilaflar çerçevesinde tartışılan konulardan biri oldu ve bu durum son yıllarda daha da arttı. Bu konuda hem Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun (Kurul) hem de…
»
Türkiye’nin dinamik nüfusu ve coğrafi konumu, Türkiye’yi kaçak ürünlerin önemli bir pazarı ve transit ülkelerinden biri haline getirmektedir. En temel tanımıyla kaçak ürün ülkeye izinsiz veya yanlış/eksik beyan ile giriş yapan ürünlere karşılık gelmektedir. Kaçakçılığa konu ürünler, ilaçtan tütün ve alkol mamüllerine tekstilden, telefon ve araba parçalarına kadar uzanan birçok sektöre ait olabilmektedir. Bazı ürün gruplarında kaçakçılık suçunun oluşması için farklı koşullar…
»
İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından Ekim 2020’de verilen kararda bir markanın yalnızca alan adında kullanılması söz konusu markanın ciddi kullanımın ispatı için yeterli görülmemiştir.
Karar, beş yıldan uzun süredir tescilli olan fakat marka sahibi tarafından Türkiye’de marka tescili kapsamında yer alan hizmetler üzerinde etkin bir şekilde kullanılmayan bir markaya karşı açılmış bir kullanmama nedeniyle iptal davasını konu almaktadır.
Kullanmama…
»